İş Hukuku
Sınıf ayrımlarının ve işçi işveren ilişkilerinin en temel ögelerinden olan kapital sistemin oluşmasını sağlayan kişilerden birisi Adam Smith’tir. Oxford’da tahsilini yapan ve ekonominin babası olarak bilinen Adam Smith kapital düşünceleri ilk defa İngiltere’de ortaya çıkarmaya başlamıştır. O yıllara kadar toprağın sahibi olan ve her türlü düzenlemeyle uğraşan kral ile münasebetlerde bulunan Adam Smith, herkesin kendini en iyi şekilde düşüneceğini ve devletin el atmasından uzak bir özgürlük ortamı olması gerektiği görüşleri ile kralın tek görevinin vergi toplamak ve asker toplamak olduğu görüşünü krala benimsetmiştir. Hal böyle olunca vahşi kapitalizm de denilen kapital sistemin ilk zamanları başlamış oldu. Zamanla yeni toprak ve işletme sahipleri ortaya çıktı, vatandaşlar arasındaki sınıfsal uçurumlar gitgide artmaya başlamıştır. İşçi ve işveren kavramları kendisini bu dönemde iyice hissettirmeye başlamıştır. Yeni işletme ve toprak sahipleri arttıkça işçi ihtiyacında da büyük oranda artışlar olmuştur. Sistem ve işler bu şekilde büyüdükçe küçük esnaflar ve zanaatkarlar işlerini bırakarak fabrikalarda çalışmaya başlamışlardır. Yeni sistemde çalışanların hakkını koruyacak yasal düzenlemeler bütünüyle özgürlük ortamı içerisinde olmadığı için işverenler işçileri çok düşük ücretlere çok fazla saat çalıştırmışlardı. Kapitalist ekonomik sistemde sendikacılık gibi herhangi bir müdahaleye izin verilmezdi. İşçilerin kendi haklarını savunacak hiçbir yolu yoktu. Bu zor çalışma şartlarına dayanamayan işçiler bu süreçte makine kırıcılığı da denilen dönemi başlatmıştır. O zamanlarda işçiler ayaklarına sert yapılı olan ‘sabo’ denilen ayakkabıları giyiyorlardı. Bu zor şartlara dayanamayan işçiler tepkilerini sabolarla makineleri kırarak göstermişlerdir. Hala günümüzde kullanılan ‘sabotaj’ kelimesi de buradan gelmektedir. İşte bu sabolar iş hukukunun oluşmasında temel olmuşlardır. Bu olaylardan sonra bazı işletmeler işçilerin isteklerine kulak verip bazı düzenlemeler yapmışlardır ancak bu düzenlemeler sadece o işletme çerçevesinde kalmıştır. Daha sonraları kral yasal düzenlemeler yapmıştır ve böylece iş hukuku ile ilgili düzenlemeler ilk defa İngiltere’de çıkmış olur. Bu dönemlerde kadın ve çocuk işçi çok fazla çalıştırılmıştır. Kadınlar ağır koşullarda çalışmasına rağmen ses çıkarmadıkları için, çocuklar da fizik yapıları itibariyle küçük oldukları için madenlerde çok kolaylıkla çalışabiliyorlardı. Bu haller de işverenler için her açıdan karlı bir durum oluşturuyordu. Bu olayların önüne geçilmesi adına yine İngiltere’de ilk defa kadınlar ve çocuklar hakkında kanun çıkmıştır. Özellikle 12 yaşından küçüklerin madenlerde çalışması o dönemde yasaklanmıştır. Bu gelişmeler neticesinde 1800’lerin başına gelindiğinde sendikalaşma hareketleri başladı. Bu tarihten önce olan sendikalaşma hareketleri için her seferinde asker müdahale etmiştir.