Haksız Tutuklama, Gözaltı, Arama ve El Koyma Nedeniyle Tazminat Davası
Haksız tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma nedeniyle tazminat davası 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141.maddesine dayanılarak açılabilir. Haksız tutuklama sebebiyle kişilere tazminat ödenmesi ilk olarak 1961 Anayasası ile tanınmıştır. 1982 Anayasası’nda da bu düzenleme korunmuştur. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesine kadar ki süreçte yürürlükte olan 466 sayılı Kanun sadece haksız yakalama (gözaltı) ve tutuklama işlemleri bakımından tazminat ödenmesini öngörmüştü.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile 466 sayılı eski yasa dönemindeki haksız yakalama (gözaltı) ve tutuklama işlemlerinin yanı sıra arama ve el koyma koruma tedbirleri bakımından da tazminat ödenmesi öngörülmüştür. Ancak 5271 sayılı Yasa ile sadece yakalama, tutuklama, arama ve el koyma işlemleri bakımından tazminat ödenmesi öngörüldüğünden diğer koruma tedbirlerinin uygulanması sebebiyle ortaya çıkan zarar CMK m.141 kapsamında karşılanmayacaktır.
Bu açıdan örneğin bilgisayarlar ve bilgisayar kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma, iletişimin tespiti, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme vb. koruma tedbirleri sebebiyle bir zarar meydana gelirse CMK m.141 kapsamında bir tazminat talep edilemeyecektir. Ancak bu durum bu koruma tedbirleri sebebiyle meydana gelen zararların hiç tazmin edilmeyeceği anlamına gelmez. Böyle bir durumda zarar gören kişi idari hukuku hükümlerince devlet aleyhine tam yargı (tazminat) davası açabilecektir.
Tazminat Nedenleri Nelerdir?
Kişilerin devletten hangi sebeplere dayanarak tazminat talep edebileceği CMK m.141’de tek tek sayılmıştır. Tazminat nedenleri şunlardır;
1.Kanunlarda Belirtilen Koşullar Dışında Yakalama, Tutuklanma Veya Tutukluluğun Devamına Karar Verilme
CMK m.141/1-a maddesine göre bir kişi hakkında CMK ya da diğer kanunlarda öngörülen yakalama, tutuklama yahut tutukluluğun devamı kararları için gerekli şartların mevcut olmamasına rağmen bu işlemlerden birinin uygulanması devletin tazminat sorumluluğuna yol açar. Bu kapsamda Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 18.12.2003 tarih ve 2335/2281 numaralı kararına göre hakkında yakalama kararı olmaksızın yakalanmış ve haksız yakalama anlaşılınca üç gün sonra serbest bırakılmış kişi bakımından tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Ancak belirtilmelidir ki, yakalama konusunda herkesin yetkisi olduğu durumlarda (örn: suçüstü hali) böyle bir yetkinin kullanılmasından doğan zararlar devletin sorumluluğunda değildir. Burada devlet yetkisi kullanılmadığından devletin bu sebeple doğan zararlardan sorumluluğuna gidilemez.
2.Kanuni Gözaltı Süresi İçinde Hâkim Önüne Çıkarılmama
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bireysel suçlarda gözaltı süresi 24 saattir. CMK’nun düzenlemesine göre, toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle Cumhuriyet Savcısının yazılı emriyle her defasında bir günü geçmemek üzere en çok üç gün süreyle uzatılabilir. Gözaltına alınan kişiler bu süreler içinde hâkim karşısına çıkarılmaz ise devletin tazminat yükümlülüğü doğar.
3.Kanuni Hakları Hatırlatılmadan Veya Hatırlatılan Haklardan Yararlandırılmada İsteği Yerine Getirilmeden Tutuklama
Tutuklanan kişiye CMK m.147 kapsamında haklarının bildirilmesi bir zorunluluktur. Eğer bu bildirim yapılmamış ise ve kişi örneğin bir müdafinin hukuki yardımından yararlanmak yahut tutuklama kararının aileye haber verilmesi hakkından yararlandırılmamış ise devletin tazminat yükümlülüğü doğar.
4.Kanunu Uygun Tutuklanıp Makul Sürede Yargılama Mercii Huzuruna Çıkarılmama Veya Bu Süre İçinde Hüküm Verilmeme
Tutuklanan kişi makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmalı ve kişinin hakkındaki hüküm makul bir süre içinde verilmelidir. Makul sürede yargılanma hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilir. Bu kapsamda tutuklanan kişi makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmaz ve kişinin hakkındaki hüküm makul bir süre içinde verilmez ise devletin tazminat yükümlülüğü doğar.
5.Kanuna Uygun Şekilde Yakalandıktan Ya Da Tutuklandıktan Sonra Kovuşturmaya Yer Olmadığına Veya Beraat Kararı Verilmesi
CMK m.141/1-e maddesine göre, kanuna uygun şekilde yakalandıktan ya da tutuklandıktan sonra hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraat kararı verilen kişi tazminat talep edebilir. Böyle bir durumda hâkim zararın mevcut olup olmadığını incelemez. Kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraat kararının ortaya konulması halinde tazminata hükmedilir. Beraat kararının hangi sebeple verildiği (delil yetersizliği vs.) önem taşımaz. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları beraat kararı sayılmadığından bu kararlar sebebiyle tazminata hükmedilmez.
6.Mahkûmiyet Halinde Tazminat Verilmesi
CMK m.141/1-f maddesine göre kişinin gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süre mahkûmiyetine karar verilen süreden fazla ise devletin tazminat yükümlülüğü doğar. Ancak dikkat çekilmelidir ki, koşullu salıverme (şartlı tahliye) süresinin aşılması bir tazminat nedeni değildir.
7.Yakalama Ve Tutuklama Nedenleri Ve Haklarındaki Suçlamaların Kendilerine Açıklanmaması
CMK m.97’ye göre kolluk yakaladığı kişi hakkında yakalama tutanağı düzenler ve bu tutanağın bir örneğini de yakalanan kişiye verir. Yakalama tutanağında kişinin hangi sebeple yakalandığı ve haklarının neler olduğu belirtilir. Eğer kişiye hakları bildirilmemişse bu sebeple devletin tazminat hükümlülüğü doğar. Örn: TCK m.141 hırsızlık suçu ya da m.148 yağma suçu vb.
8.Yakalama Ya Da Tutuklamanın Yakınlara Bildirilmemesi
CMK m.95/1 gereğince yakalanan ya da tutuklanan kişi hakkında yakınlarına bilgi verilmesi bir zorunluluktur. Bu zorunluluğa uyulmaması devletin tazminat yükümlülüğünü doğurur.
9.Arama Kararının Ölçüsüz Bir Şekilde Gerçekleştirilmesi
CMK 141/1-i’ye göre arama kararının yerine getirilmesi esnasında meydana gelen zararlardan devletin sorumluluğuna başvurulabilir.
10.Koşulları Oluşmadığı Halde El Koyma Kararı Verilmesi, El Konulan Eşyanın Amaç Dışında Kullanılması, El Konulan Eşyanın Korunması İçin Gerekli Tedbirlerin Alınmaması Ve El Konulan Eşyanın Zamanında İade Edilmemesi
CMK 141/1-j’ye göre, koşulları oluşmadığı halde el koyma kararı verilmesi, el konulan eşyanın amaç dışında kullanılması, el konulan eşyanın korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması ve el konulan eşyanın zamanında iade edilmemesi durumunda devletin tazminat sorumluluğuna başvurulabilir.
11.Yakalama Veya Tutuklama İşlemine Karşı Başvuru İmkânından Yararlandırılmama
Yakalanan yahut tutuklanan kişiye kanunda öngörülen işlemlerden birinden yararlanma imkân verilmemesi devletin tazminat sorumluluğunu doğuran bir başka sebeptir.
12.Yargılamanın Yenilenmesi Durumunda Tazminat
CMK m.323/3 kapsamında yargılamanın yenilenmesi sonucu beraat eden veya haklarında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilen kişiler bu sebeple uğradıkları maddi ya da manevi zararların tazmin için devletin sorumluluğuna başvurabilirler.
Tazminat Talebinin Koşulları
Tazminat konusu, asıl ceza davası ile kendiliğinden karara bağlanmaz. Tazminat için ayrıca talepte bulunulması gerekir. CMK m.141’deki sebeplere dayanarak yapılacak tazminat talebinin koşulları CMK m.142’de belirtilmiştir. Tazminat koşulları şunlardır;
1.Başvuruyu Başvurmaya Yetkili Kişi Yapmalıdır.
CMK m.141/1 gereğince hukuka aykırı yakalama, tutuklama, arama ve el koyma işlemlerine maruz kalan kişiler tazminat isteminde bulunabilirler. Tazminat talebinde bulunma hakkı olan kişinin ölümü halinde Yargıtay eğer tazminat davası açılmış ise mirasçıların davaya devam edebileceğini, ancak tazminat talebinde bulunma hakkı olan kişi ölmüş ise, mirasçıların en baştan böyle bir dava dermeyan etme hakları olmadığını kabul etmiştir.
2.Başvuru, Süresi İçinde Yapılmalıdır.
CMK m.141 kapsamında tazminat talebi beraat ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay, her halükarda beraat ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın verilmesinden bir yıl içinde açılmalıdır. Bu sürelerde açılmayan tazminat davası esasa girilmeden reddedilir.
3.Başvuru, İlgili Mercie Yapılmalıdır.
CMK m.141 kapsamında tazminat talebi ağır ceza mahkemesine yapılır. Bu mahkeme, zarara uğrayan kişinin ikamet ettiği ilçenin bağlı olduğu adliyede yer alan ağır ceza mahkemesidir.
4.Başvuru, Usulüne Uygun Yapılmalıdır.
Başvuru dilekçe ile yapılır. Dilekçede CMK m.141/2’de belirtilen bilgiler yer almalıdır. Eğer dilekçede bu bilgilere yer verilmemişse mahkeme başvurucuya eksilikleri tamamlaması için bir aylık süre tanır. Dilekçedeki eksiklikler bu süre içinde tamamlanmazsa başvuru reddedilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, haksız tutuklama veya yakalama (gözaltı) nedeniyle açılan dava herhangi bir harca tabi değildir.
Hazine Temsilcisine Tebliğ
CMK m.142/5 maddesi gereğince CMK m.141 kapsamında devlet aleyhine açılan tazminat davalarında devlet hazinesinin temsilcisine beyanlarını iletmesi ve taraf teşkilinin sağlanması için tebligat yapılır. Bu husus Yargıtay özellikle dikkat ettiği bir husus olup kararın bozulması sebebidir.
Yargılama Usulü
Tazminat davalarında mahkeme kararını duruşmalı olarak verir. Hazine temsilcisi tebligata rağmen hazır değilse onun yokluğundan karar verilebilir. Verilen karara karşı, başvurucu, Cumhuriyet savcısı ya da hazine temsilcisi istinaf kanun yoluna başvurabilir.
Haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilirken davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.
Devlet Tarafından Tazmin Edilecek Zararlar
CMK m.141/1 maddesine göre maddi veya manevi bütün zararlar devletten talep edilebilir. Hâkim tazminat talebiyle bağlıdır ve talep edilenden daha fazlasına hükmedemez.
1.Maddi Tazminat
Tazminat davasında kişinin yakalama ya da tutuklama sebebiyle işini kaybetmesi, gerekli itirazlar için avukata ödediği vekâlet ücreti, kişinin işini kaybetmesi sebebiyle iş sözleşmesinin feshi tarihine kadarki kıdem tazminatı ile sosyal yardım ve ikramiye konularındaki talep hakları da tazmin edilebilir. Yargıtay’a göre davacı işsiz ve tutuklu kaldığı süre içinde maddi kayıpları ile ilgili herhangi bir delil ibraz etmemiş ise, kişinin vasıfsız işçi olarak değerlendirileceğine ve kişiye tutuklu kalınan süre oranında net asgari ücretten ödeme yapılması gerektiğine hükmetmiştir.
Maddi tazminat hesaplanırken tazminat miktarının enflasyon oranlarının dikkate alınması suretiyle belirlenmesi mümkündür. Aynı şekilde 23.11.2004 tarih ve 1-177/203 numaralı kararıyla Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile maddi tazminatta faiz uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. Ayrıca maddi tazminat belirlenirken davacının dini ve milli bayramlarda çalışmayacağı öngörüsüyle eksik maddi tazminata hükmedilmesi hukuka aykırıdır.
Aynı şekilde haksız tutuklama ve gözaltı sebebiyle kişinin kendisini avukatla temsil etmesi sebebiyle avukata yapılan vekâlet ücreti ödemesinin maddi tazminat olarak talep edilmesi mümkünse de davacının bu durumu çıkarılan vekâletnamenin ve avukata yapılan ödemeyi ispat eden delilleri sunarak ortaya koyması gerekir.[1]
Haksız tutuklama ya da gözaltı dışında haksız arama ve el koyma işlemleri sebebiyle de maddi tazminat talebinde bulunulabilir. Bu kapsamda arama esnasında ya da el konulan eşyanın devletin gözetiminde zarar görmesi halinde bu zararın tazmini için devletten maddi tazminat talebinde bulunulabilir.
2.Manevi Tazminat
Yakalanan ya da tutuklanan şahsın gerek aile gerekse iş çevresinde itibarının sarsılması, aile ve yakınları için hasret çekmeleri, cezaevinde bulunmanın zorlukları, kişinin özgürlüğünün kısıtlanması sebebiyle manevi buhran içine girmesi vb. durumlar sebebiyle kişinin duyduğu manevi elem ve kederin giderilmesi gerekir. Bu tip manevi zararlar için manevi tazminat talep edilir.
Manevi tazminatın belirlenmesinde objektif bir ölçüt olmamakla beraber hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, davacının tutuklanmasına neden olan olayın oluş tarzı, tutuklu kalınan süre vb. hususlar göz önüne alınarak hak ve nesafet kurallarına göre makul bir miktar tayin edilir.
Tazminatın Geri Alınması
CMK m.143/1 maddesine göre ödenen tazminatın belirli şartlar altında iade alınabilmesi mümkün kılınmıştır. Buna göre, hakkında beraat ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen ve bu sebeple tazminat alan kişi hakkında tazminatın ödenmesinin ardından dava açılmış ve kişi mahkûm edilmiş ise, ödenmiş olan tazminatın savcının yazılı talebi üzerine tazminat ödenmesine karar veren mahkeme tarafından iadesine karar verilir. Geri alınma kararına itiraz mümkündür.
İade alınacak meblağ mahkûmiyet süresine ilişkin meblağdır. Bu kapsamda örneğin kişi tutuklulukta mahkûmiyet kararından daha uzun süre geçirdiyse sadece mahkûmiyet süresine ilişkin meblağ geri alınır. Ödenen tazminatın geri alınmasında amme alacaklarının tahsil usulü uygulanır.
Kamu Görevlisine ve Diğer Kimselere Rücu
Devlet tarafından tazminat ödenmesine görevinin gerekliliklerine kasten uymayarak sebep olan kamu görevlilerine ödenen tazminat rücu edilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus kamu görevlisine rücunun her durumda yapılmayacağıdır. Rücu ancak kamu görevlisi görevinin gerekliliklerine kasten uymaz ise yapılabilir.
Ayrıca iftira atarak ya da yalan tanıklık yaparak devletin tazminat ödemesine sebep olan kişilere de bu tazminatlar rücu edilebilir.
Tazminat İsteyemeyecek Kişiler
CMK m.144 maddesinde CMK m.141 kapsamında devletten tazminat talebinde bulunamayacak kişiler belirtilmiştir. Bu kişiler şunlardır;
-Mevcut düzenlemeye göre tazminata hak kazanamamasına karşın, sonradan yürürlüğe giren lehe düzenlemeler sebebiyle tazminat talep edebilecek durumda olanlar,
-Genel yahut özel af, şikâyetten vazgeçilmesi, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ya da davanın düşürülmesine karar verilenler yahut hakkında açılmış kamu davası geçici olarak durdurulan ya da kamu davası ertelenenler,
-Cezai ehliyetinin bulunmaması sebebiyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilenler,
-Adlî makamlara yalan beyanda bulunarak gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olanlar.